Sessizlik İçinden Gelen Uğultu
Bunca yıl sönmemiş umudum, Nisan değilse Mayıs, Perşembe değilse Pazar demiş bir şair... Bir Nisan gecesinde Mayıs bekçiliği yapıyorum belki de. Gecenin bu vakti, balkonda oturmuş, kapalı havada yıldızları görmeye çalışıyorum. Bulutlar izin vermese de bana eşlik eden martı ve güvercin sesleri içimi açıyor. Sessizliğin içinden gelen diğer uğultuları ayırt etmeye çalışırken gözlerimi kapatıyorum. Bir kuş tüyünün balkonuma süzülmesini izliyorum. Başımı aksi yöne çevirdiğimde ise içinde kimlerin yaşadığına dair fikrim olmayan,yabancısı olduğum komşularımın çatısına bir martı konuyor. Sanki benim ona baktığım gibi o da bana bakıyor. Gözlerim net görüyor olsaydı diyebilirdim ki göz göze geldik. Ama bundan emin değilim. Sakinleşiyorum yavaş yavaş. Ne istediğimi ararkeni, nerede olduğumu fark etmeye başlıyorum. Sırtıma yük ettiğim ne varsa bir bir hafifletiyorum. Balkonumda oturarak kitap okumak. Belki de sadece bu bile sakinleşmem için ihtiyacım olan bir şeydi. ...